2 Nisan 2017 Pazar

Başımdan Geçenler #2

Geçen hafta annemin izlettirdiği video sayesinde saçlarımı *PixieCut* modelinde kestirdim.Çok gaza geldim ve küçükken yaptığım gibi tekrar kestirdim.Geçen sefer 4 yaşlarımdayken kestirdiğimde asla dokunmuyordum.Bu sefer farklı oldu.En kısa telleri bile kopartmayı deniyorum.Ben bir yandan yakıştırırken bir yandanda bizim okulun halinden dolayı utanıyorum.Kendi hocam bile,en sevdiğim dersin hocası bile gelip çok kötü olmuş dedi.Güldüm,'Ben kendime çok yakıştırdım' dedim gittim.Kendi saçları baya bir uzun olduğu için kısa saçın faydaları ve rahatlığını anlayamaz şuanda.Pek çok kişi kestirdiğinde yakışmaz diyo bir çok insan.Açıkcası haklılarda.Bende bir çok kişide beğenmiyorum.Ama beyaz yalanlar söylemek lazım güzel olmadığını söylersem karşımdaki insanın bütün hevesi kaçar ve üzülüp depresyonik modlara girebilir sonuçta.Sadece benim söylememle kaldığını sanmıyorumm.Sınıfımdakiler sınıfta artık kız yok diye dalga geçiyolar.Pardonda,hiç mi kısa saçlı kız görmediler hayatlarında.Erkeğe benzetiyolar.Dalga geçiyolar.Erkek,oğlan,erkek fatma diyolar.Desinler!Ben kendime gayette yakıştırdım.Önümde bir penis olmadığı sürece erkek sayılmam yada kendimi trans bir birey olarak görmediğim sürece işler aynı kalır sonuçta.
Bir çok kişi bayıldı saçıma.Bende onlarla beraberim tabiki.Yazın sıcağında denizden çıktığımda saçlarımın aldığı iğrenç görüntüdense mikemmeliyetimi koruyup sıcakta orama burama yapışıcak saçlarla uğraşmama gerek kalmadı bu sene.Hele birde staj var.Dahada beter ter dökücez hani.Yeni bir terapistle görüşmeye başladım.Çok yardımcı oldu.
Otobüsde bir kadın yaşlı tam bir eğitim görevlisi.Yanında oturan çocuğa,evladım çok güzelsin,saçlarında harika diyip muhabbet açtı.Çocuğa batım yan yan bana bakıyo güldüm güldü falan.Kadın çocuğa sarDI.Kadınında tam çaprazındayım.Eyeliner var gözümde makyaj falanda yapmışım böyle.Kadın çocuğa sessiz şekilde sandığı ses tonuyla'Bu kızmı erkekmi' diye sordu.Çocuk bana baktı kaşlarıyla kadını işaret etti güldüm kadına 'Kızım ben' dedim.Seni erkek onu kız zannettim yer değiştirin dedi bana:D.İnsan analizim iyiymişki kadının öğretmen olduğunu anladım.Bostancıdan olan 4 otobüsüne binen yaşlı bir kadın varsa ve herkese okuyomusun diye soruyorsa bilinki o bir öğretmendir.Ki kadında zaten edebiyat öğretmeni çıktı.Bildim yes
Biraccük kilo almışım ama sorun değil fazlası varsa veririz zaten.
Okuyanlar için söylemem gerekirse yorum bırakın lütfen sorularınız olursa :)

24 Mart 2017 Cuma

Başımdan geçenler #1

Akşam annemle saçımı koparmamak için yapabiliceğim şeyler hakkında konuştuk.Duygulanıyorum evet,çünkü umutsuz hissediyorum.Asla bırakmicamda sonsuza kadar kel kalıcam,asla güzelleşemicem diye korkuyorum.Bu sabah yine okula makyajsız,kapşonum kafamda girdim.Erkek gibi bir yüzüm olduğumu düşünüyorum.Saç insanı güzelleştiren birşey diye düşünüyorum ben.Sınıfta kapşonumu birisi açıcak diye korkuyorum.Sınıfta,okulda heryerde tek bir soru 'dökülüyomu koparıyomusun' yada türevleri.'Nasıl kıyıyosun saçına yapma böyle' bunu çok söyleyen var.Diyorum ki'elimde olsa sence oynarmıyım deli falanmıyım ben bok gibi görünmek istiyim?' mantıken bakınca.Abi çok saçma kıyamıyorum zaten saçlarıma problem orda.Kıyamadığım için üzülüyorum,bir kişi neden elli kere soruyo bide onu anlamıyorum.Sizene abi dökülüyosa dökülüyo.Koyuyo bana habire böyle sorulduğunda.Şimdi staja başlicam.Saçlarım bu haldeyken napıcam?Ordada elli kişi sorucak bide kötü göründüğü için ya beni kabul etmezlerse içeri çalışmaya?Aklım zilyon tane soruyla doluyo.Neyse,canım sıkılıyo habire sorulduğunda üzüyo kısaca.Dediğim gibi içim sıkıldığında yazasım geliyor.Otobüsdeyim staj için görüşmeye gidiyorum okuldanda erken çıktım.Belge işleri vardı.Tekrar okuduğunuz için teşekkürler :)

21 Mart 2017 Salı

Trikotillomani Hakkında

NEDİR?     
Toplumda “saç koparma hastalığı” olarak bilinen trikotilomaninin (TRK) bir tür dürtü bozukluğu olduğunu söyleyen Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Mehmet Emin Ceylan, TRK’nin tedavi edilebilen bir hastalık olduğunu belirtti. 

Trikotilomaninin, 1889’da saçlarını kökünden çeken hastalarında gördüğü zorlantısal ve önüne geçilmez dürtüyü tanımlamak için bir Fransız cilt hastalıkları uzmanı tarafından isimlendirildiği bilgisini veren Dr. Ceylan, dürtü bozuklukları hakkında şunları aktardı:

“HAZZIN DERECESİNİ BİLE ANLATIYORLAR”

“Dürtü kontrol bozuklukları, kendine ve başkalarına zarar verici şeyler yapmak için duyulan dürtü veya isteğe karşı koymada ve kontrol etmede yetersizlik ile karakterizedir. Kişi bazen davranışı yapmadan önce artan gerginlik duygusunu hisseder ve sonra gerginlikten kurtulma ve iç rahatlaması duygularını hissedebilir. Hatta bazen kişi eylemi gerçekleştirdikten sonraki hazzın derecesini bile anlatır.”

HEM SOSYAL HEM DE İŞ YAŞAMINI SEKTEYE UĞRATIYOR

Saç koparma hastalığının, kişinin hayatını kabusa çevirebilecek derecede ciddi olduğuna vurgu yapan Ceylan, “Hastalar anksiyeteyi, sıkıntıyı, özgüvendeki azalmayı yaşarlar. Bu durumlarını bir sır olarak saklamak için kuaföre gitmek, spor yapmak, dans etmek, yüzmek, gösterilere katılmak gibi günlük aktivitelerden kendilerini sakınırlar. Çoğu saçlarını yolduklarını gizlemek için uzun süre uğraşır ve saç kayıplarını farklı saç stilleri, makyajlar, giysiler, atkılar, peruklar ile kapatmaya çalışır. TRK iş yaşamında yükselmeye, sosyal arkadaşlıklar kurmaya ve sürdürmeye zarar verebilir” dedi.
ERKEKLER BIYIKLARINI DA YOLUYOR

TRK'li hastalarının çoğu saçlarını yoluyor, ayrıca kirpikler, kaşlar, yüz, kollar, bacaklar, pubik bölge ve koltukalt kılları da yolunabiliyor. Kafanın üstü erkek tipi kelliğe benzer hale gelince özellikle erkeklerin bu durumu gizlemeye çalıştığını dile getiren Ceylan, erkek hastalarda ek belirti olarak bıyık ve sakalların da yolunduğunu sözlerine ekledi:

“Saçın yolunmasına bağlı saç kaybının şekli yamalı veya tam olabilir. Bazı hekimler, etrafı ince bir saç kümesi ile çevrili kafanın üstündeki bu kellik şeklini 'frer tuck' işareti olarak tanımlarlar. Erkek saç yolucular, çoğu kez bıyıklarını ve sakallarını da yolarlar. Böyle durumlarda yüz tüylerinin düzenli traşı, kıl yolma olasılığını azaltacaktır.”

ÇOCUKLARDA DA GÖRÜLEBİLİYOR

TRK’nin çocuklukta ortaya çıkan erken başlangıçlı ve ergenlikte görülen geç başlangıçlı tiplerinin olduğunu kaydeden Ceylan, erken başlangıçlı tipin 4 yaşından önce başlağını ve parmak emme ile birlikte görülebildiğini vurguladı. Aynı parmak emmek gibi çocuk büyüdükçe bu davranışı bıraktığını söyleyen Ceylan, çocuga yaklaşım konusuna dikkat çekti:

6 YAŞINA KADAR DEVAM EDİYORSA DİKKAT

“Ebeveynlerin, bu davranışı gösteren çocuğun saç yolmaya ara vermesi için ödül vermek veya ilgisini başka yöne çekmek (fakat kesinlikle kuşkulandırmadan) şeklinde küçük bazı müdahalelerde bulunmaya ihtiyaçları olabilir. Saç yolmanın bu erken başlangıçlı tipi erkek ve kızlarda, geç başlangıçlı tipten daha fazla eşit olarak görülmektedir. Hastalığın bu tipindeki çocukların gelecekte başka psikiyatrik problemlere sahip olmaları için yüksek risk taşıdıklarına dair kesin kanıtlar yoktur. Fakat çocuk 4-5 veya 6 yaşında ve hala saçlarını yoluyorsa geç başlangıçlı TRK’ye gidiş olabilir."

AİLELER NE YAPMALI?

Hastalığın çocuklarda görülmesi durumunda bir dizi önlem alınabileceğini belirten Prof. Ceylan, ailelere şu tavsiyelerde bulundu: “Aileler günlük olarak davranışın sıklığını ve şiddetini kaydedebilir. Çocuk her unuttuğunda yerine konulan yeni davranışı yapması konusunda aile tarafından teşvik edilmelidir. Yeni davranışa övgü ve değerlendirme çocuğun çabasını kuvvetli bir şekilde arttırabilir. Basit bir ödüllendirme çocuğun saçını yolma konusundaki bilinçliliğini arttırmaya yardımcı olur ve saçını yolmaması için olumlu bir kuvvet sağlar. TRK’den hoşlanılmayan bir davranış gibi bahsetme ve ona kötü bir isim takma gibi yöntemler problemi dışa vurmada yardımcı olur ve çocuk ile aile arasynda bir çatışmayı önler.”
TRK’de diğer psikiyatrik hastalıklara da yüksek oranda rastlandığını söyleyen Ceylan, “Araştırmacılara göre en sık eşlik eden rahatsızlıklar % 32 depresyon, % 57 anksiyete bozukluklarıdır. % 18 panik bozuklukları, % 15 Obsesif Kompulsif Bozukluktur. TRK’li hastalarda ayrıca % 18 oranında yeme bozukluklarına da (anoreksiya ve bulimia gibi) rastlanıyor” diye konuştu.

TEDAVİDE İKİ YÖNTEM VAR

Saç yolma hastalığının tedavisinde davranış terapisi ve ilaç tedavisi olmak üzere iki yöntem olduğunu belirten Prof. Dr. Mehmet Emin Ceylan, “Davranışçı terapi, yıllardır saç yolmayı kontrol etmek, azaltmak hatta bazen ortadan kaldırmak için kullanılmıştır. Bu tedavinin avantajı medikal tedavide oluşabilecek yan etki riski olmaksızın, hızlı bir rahatlamanın sağlanmasıdır. Medikal tedavi gibi, davranışçı terapi saç yolmaya bağlı anksiyeteyi azaltabilir. Fakat depresyon ve anksiyete gibi diğer psikiyatrik semptomları azaltmada medikasyondan daha az etkilidir. Bazı hastalar davranışçı terapiyi gönülsüz denerler. Çünkü bu tedavi zaman ve efor gerektirir. Bazıyları ise bu tedaviyi deneyip başarısız olacaklarını ve kendilerini daha kötü hissedeceklerini düşünürler. İyi planlanmış bir davranışçı terapi tüm bu kuşkuların ortadan kalkmasına yardımcı olabilir. İlaç tedavisi saç yolmak için duyulan dürtüyü azaltabilir. Fakat çoğunlukla yararı çok uzun süreli değildir” dedi.
kaynak:http://www.ntv.com.tr/saglik/sac-koparma-tedavi-edilebilir-bir-hastaliktir-trikotilomani-nedir,EvF7P9tii0uiYNHb8aT0Rw

Öncelikle Kendimi Tanıtmak İsterim

Hakkımda bölümünde kendim hakkında bir kaç şey yazdım.Açıkcası söylemem gerekirse bu blogu açmamın tek sebebi çevremdeki beni GERÇEKTEN anlayan az kişinin olması.Ben belki bir kaç kişiye sesimi duyurabilir ve benim gibi Trikotillomani olan bir kaç arkadaşımla beraber başka kişiler belki bu konuda profesyonel olan kişilerle iletişim içinde olup,tavsiyeler alabiliriz.Öncelikle size benim geçmişim hakkında bir kaç şey söylemek istiyorum.Ben gerçekten küçük bir erkek çocuğu gibiydim.Fotoğraflarımı koymak gerçekten çok isterdim ama inanın ben bile şuan aynaya bakamıyorum.Eski ve yeni şuana kadar olan fotoğraflarımı emin olun ki bir gün HAZIR olduğumda paylaşacağım.Eskiden,saçımı o ERKEK modelinden yaptığımda herkes ben bir oğlan çocuğuymuşum gibi davrandı bana.Bu 1.sınıftan 5.sınıfa kadar sürdü.16 yıldır İstanbul'dayım.İstanbul'da okullara gittim.Bilirsiniz,eğitim sisteminden tutuyorum,siyasete kadar,kadına şiddete kadar her türlü YANLIŞ olay bizim ülkemizde var.Açıkcası ben güvende ve huzurlu hissetmiyorum.Trikotilomani'nin birincil sebebi-Gerginlik-.Ama ben kendimi güvende hissetmezsem,sokağa istediğim saatte çıkamazsam,istediğim yere istediğim kıyafetle,istediğim kişilerle,istediğim gibi makyajlı makyajsız gidemiceksem neden yaşıyorum?Neden nefes alıyorum?Neden her adımımda arkama bakıp izleniyomuyum diye bakmak zorundayım ki?Tamamıyla konumdan saptım şuanda.
Trikotilomani bozukluğumu açıkcası yeni öğrendim.Kendim hakkımda yazdığım bölümdede dediğim gibi 4 yaşımda ilk defa bende görüldü ve çözüm olarak Psikologlarla görüştürüldüm.Annem ve babam birlikte değiller.Bu benim için büyük bir sorun değil zaten.İkisi daima arkadaşlardır.Her zaman benim ve abimin yanında durdular.Yanyana,omuz omuza.Hiç bir sorun olmadı.Ben 1.sınıfa başlamadan önce Bodrumda ilk kez Berbere gittim.Orda arkadaşım Kaan'ın kestirdiği saç stilini kestiler banada.Makineyle Allah ne verdiyse artık :D .Ordan itibaren herkes benle dalga geçmeye başladı evet.O zamanlardan sonra saçımla oynamayı bırakmıştım.Annem araştırıcı bir tiptir.Kesinlikle takıntılı değil.Ama gerçekten sıkı araştırır ve öğrenmeyi çok sever.Aklına ben küçükken bunun böylece bir hastalık olabiliceği aklına gelmemiş.Ben uzun sürede saçımla oynamadım.10 seneye yakın.Saçım sonunda gerçekten çok güzel uzadı.Oynamadım hiç.Gerçekten çok güzeldi.Ki ben sahiden bayılıyodum.Yazları uçlarından diplerine doğru sapsarı oluyodu.Çok hoştu.Ben bu ergenlik dönemlerime girdiğimde gerginliğim,takıntılarım falan filan ortaya çıktı.Sanki dünya benim etrafımda bir stres topuydu gibi hissetmeye başladım.Yalan değil,halada öyle hissediyorum.Ağlama krizleri,panik ataklar,klostrofobi gibi bir kaç şey daha eklendi.Aşırı gerginlik içindeyim.Sebepsiz yere bile gerildiğim oluyor.Büyüdükçe sorunların arttığını söylüyorlardı.Büyümek için zevkle bekleme diyolardı.Şuan nedenlerini gerçekten anlıyorum.Kendime hep bir kaçış noktası aradım.Bunu ben yazmakta buldum.Bir çok hatamda oldu.Ben bu hatalarımıda özel defterlerime yazdım..Erkek arkadaşım o defteri bulana kadar.Özel yazdığım şeyleri birisinin okuması hoşuma gitmiyordu.Bende defterlere yazmayı bıraktım.Yazmayı kestiğimden itibarende hatalar yapmicağıma dair kendimede söz verdim.Ve hatalarım yok şuanda açıkcası.En yakın arkadaşım,kardeşim dediğim dostumu yani kaybedeli çok olmadı.Hayır hayır ölmedi.Ama galiba ben onun için artık ölüyüm.Klasik bir ergen cümlesi olabilir.Ama gerçekten öyle.Bir insan hayatında asla olmicaksa,ölmüşten farkı olmaz.Bu yüzden bu cümleyi kurdum.Bir sürü sebepten dolayı böyle gerilmeler olmaya başladı.Yani ben 10 sene sonra böyle ergenlik dönemi içine girip kendimi gerince ve strese sokunca,saçımı yolmaya tekrar başladım.O mükemmel dediğim saç artık yok.Kötü bir ayrılık sonucu saçlarımı çenemde kestirip drama bağladım.O zamandan sonra tekrar saçlarımı yoldum.Şuan kafamda az miktarda saç var açıkcası.Buda bir gerginlik sebebi.Ben tekrar kendimi toparlayana kadar bir blog hazırlamaya karar verdim.Şuanki halimden UTANIYORUM.Aynaya baktığımda canım acıyor ve ağlamaya başlıyorum.Annem elinden gelebildiği herşeyi yapıyor.Saç maskeleri,vitaminler zırt zurt herşeyi yapıyor.Eğer benim gibi bu yazıyı okuyan başka bir Trikotilomani hastası varsa iletişime geçelim.Beraber kurtulalım.Kendimize birşeyleri inandıralım.Annemin bulduğu bir videoda kız saçlarını kazıtmıştı.18 yaşından beri saçları kazılıymış.3 yıldır saçlarını uzatmıyormuş.Açıkcası bu yazıyıda sadece birazcık uzatmamın sebebi kendi içimi dökmekti.Bundan sonraki yazılardımdada içimi dökücem.Kendim hakkımda gelişmeleri anlatıcam.Bir arkadaşımla tartıştıktan sonra arkadaşımın arkadaşı bana yazıp sadece kendimi düşündüğümü ve bencil olduğumu söyledi .Ben şuana kadar herşeyi kendim dışımda başkalarını mutlu etmek için yaptım.Başkalarını mutlu etmezsem kimsede beni önemsemez diye düşündüm.Ben kendimi öncelik olarak tutamadım.Uğraşmadımda.Kendimi gereksiz biri olarak gördüm.Şuan neler olucak bilmiyorum.Umarım biraz ses çıkarırım.Sesim duyulmasa bile ben kendim burda yazmaya devam edicem.Okuduğunuz için teşekkür ederim.Görüşmek üzere